Avrupa seyahatlerinin bilindik dejavusu, ilk kez gidilen bir kente daha önce de gidilmiş gibi hissedilmesidir. Küçük birkaç seyahatin ardından yaşanılan bu dejavunun asıl nedeni hemen anlaşılabilir. Hemen her dönemin karakteristik özelliğini yansıtan sanat akımları Avrupa kentlerinde öyle etkili olmuş ki, birçok şehri mimari açıdan birbirine benzetmiş. Öyle ki, Avrupa’nın hemen her yerinde etkili olmayı başarmış Bizans ve Roma mimarisi yerini zamanla Klasik Rönesans, Barok ve Gotik mimariye bırakmış. Günümüzde ise tüm Avrupa’yı etkisi altına almayı başaran ya da bu konuda gelecek vadeden bir sanat akımı yükseliyor. Art Nouveau “Yeni Sanat” adı verilen bu sanat akımı şimdiden birçok Avrupa kentinin mimarini çehresini belirlemiş durumda.
Art Nouveau sanat akımının en özgün yanı tarihsel figürleri, günümüz mimarisine yakınlaştırması. Başka bir deyişle Art Nouveau, Roma Forumu’nu süsleyen ve dönemin yaşantısı hakkında bilgiler veren o görkemli heykelleri ya da Eski Yunan tanrılarını bulunduğu antik kentlerden ya da müzelerden çıkarıp dev bir alışveriş merkezinin giriş kapısına yerleştiren bir sanat akımı.
En Çok Eser Riga’da
1890’lı yıllardan beri şehirleri süsleyen bu sanat akımı birçok ülkede farklı isim fakat aynı içerikle varlığını sürdürüyor. Fransızlar tarafından Art Nouveau, İngilizler tarafından Modern Art Style, Almanlar ve Letonlar tarafından ise Jugendstil gibi isimlerle ifade edilen bu modern sanat akımı en çok Letonya, İngiltere, Polonya, Brüksel, Fransa, Almanya ve Amerika’da göze çarpıyor.
Art Nouveau sanatının en çok görüldüğü yer ise Letonya’nın başkenti Riga. Riga 600’ün üzerindeki Art Nouveau eseriyle bu sanat akımının da başkenti konumunda. Öyle ki, dünyanın farklı yerlerinden birçok seyahat sever Riga’nın Alberta, Strelnieku ve Elizabetes caddelerini Art Nouveau eserlerini yakından görmek için ziyaret ediyor. İstanbul’da ise İstiklal caddesinde örneklerine rastlanabilen bu sanat akımı şimdiden yine bir İstanbul oteline adını vermiş durumda.
Kaynak:blog.prontotour.com
0 Yorum Yapıldı