Slovenya’nın başkenti Ljubljana, her ne kadar bir Avrupa kenti olsa da, Balkan coğrafyasında yer alıyor. Küçük olmasına rağmen gezilecek yerleriyle misafirlerini bir hayli memnun eden bir yer. Kalesi, köprüleri, parkları, pazarları ve otantik yaşantısıyla gezginlerin gönüllerinde taht kuruyor. Kış döneminde Noel pazarlarıyla ilgi odağı olan Ljubljana, özellikle bahar döneminde bambaşka bir güzelliğe bürünüyor.
Ljubljana, muhteşem bir doğaya sahip. Avrupa’nın en yeşil başkentleri arasında yer alıyor. Şehrin birçok noktası yeşil alanlarla kaplı. Baharın gelmesiyle de çiçeklerin açtığı şehir harika bir görünüme sahip oluyor. Bunun yanı sıra zengin tarihi, kültürü ve gelenekleriyle baharı karşılayacağınız güzel destinasyonlar arasında yer alıyor.
Ljubljana gezilecek yerler arasında, Ljubljana Kalesi, ikiz kuleli St. Nicholas Katedrali, Ulusal Müze, ejderha heykellerinin olduğu Dragon Köprüsü, Belediye Binası, Kasaplar Köprüsü ve Preseren Meydanı gibi mekanları gösterebiliriz. Ljubljana çevresinde de görülmesi gereken çok önemli yerler bulunuyor. Bunların başında bir doğa harikası olan Bled Gölü geliyor. Küçük bir şehir olmasına rağmen şehrin birçok gezilmesi gereken yerleri var.
ROMANTİK ORTAM ARAYANLARA BLED GÖLÜ
Ljubljana gezilecek yerleri anlatmaya Bled Gölü’nden başlamak gerekir. Çünkü burası kendi başına bile şehre ziyaret için bir neden olabiliyor. Slovenya’nın incisi olan Bled Gölü, Alp Dağları’nın arasında bölgedeki tek göl olma özelliğine sahip. Özellikle romantik çiftlerin hayran kalacağı mekan tam bir doğa harikası… UNESCO koruması altında olan gölde çevreye zarar vermemek için motorlu teknelerin kullanılmasına izin verilmiyor. Tekne ya da kano ile gölde tur atabilirsiniz. Aynı zamanda gölün etrafındaki yürüyüş parkurunda keyifli bir gezinti yapabilirsiniz. Sonrasında da Bled Kalesi’ne çıkarak, gölün bütün manzarasını görebilirsiniz.
Gölün ortasında da bir kilise yer alıyor. St. Martin Kilisesi özellikle yeni evlilerin uğrak yeri durumunda. Bunun da bir hikayesi bulunuyor. Erkeğin eşini merdivenlerden kucağında taşıyarak 99 basamağı çıkarttığında çiftin evliliklerinin çok sağlam olacağına dair bir inanış var. Bu nedenle kilisede evlenebilmek için de basamakları bu şekilde çıkmak gerekiyormuş. Kilise 1004 yılında inşa edilmiş.
EJDERHA HEYKELLERİYLE ÜNLÜ DRAGON KÖPRÜSÜ
Ljubljana, son yıllarda seyahat severlerin sıkça tercih ettiği yerler arasında bulunuyor. Günümüzde turizm potansiyeli açısından çok önemli bir kent. Ljubljana turunuzda ilk olarak Dragon Köprüsü’nü görebilirsiniz. Burası genelde insanların hafızalarında ejderha köprüsü olarak kalıyor. Köprünün 4 tarafında da yeşil renkte ejderha heykelleri yer alıyor. Ejderhalar şehrin simgesi durumunda. Burası Slovenya mimarisinin de en önemli örneklerinden biri. Dünyada betondan yapılmış ilk köprü olarak biliniyor. Köprüyü yapan Slovenyalı mimar Joze Plecnik’in, aynı zamanda Çekya’nın başkenti Prag ve Avusturya’nın başkenti Viyana’da da onlarca eseri bulunuyor.
Dragon Köprüsü’nü geçip şehrin merkezine doğru ilerlediğinizde karşınıza Kasaplar Köprüsü (Mesarski Mos) çıkıyor. Burası da şehrin iki yakasını birbirine bağlayan modern ve güzel bir köprüdür. Köprünün üzerindeki halatlarda birçok asma kilit de göreceksiniz. Ancak köprünün ağırlığı arttığı için başka kilit asılmasına izin verilmiyor.
KALEDEN ŞEHRİ SEYREDEBİLİRSİNİZ
Ljubljana Kalesi, ise şehrin en çok ziyaret edilen noktalarından birisidir. Yeşil bir tepede bulunan kale mimari açıdan da çok etkileyicidir. Fünikülerle tepeye çıktığınızda sizi sadece tarihi bir kale değil, mükemmel bir kompleks karşılıyor. Ljubljana Kalesi içinde müzeler, alışveriş noktaları, kafe ve restoranlar bulunuyor. Buradan ayrıca şehrin muhteşem görüntüsü ile baş başa kalıyorsunuz. Bu noktadan şehri neredeyse 360 derece görebiliyorsunuz. Kalenin geçmiş yüzyıllarda kraliyet ailesinin ikametgahı ve ordu karargahı olarak hizmet verdiği belirtiliyor.
İKİZ KULELİ KATEDRAL
Ljubljana’da görülmesi gereken bir başka nokta da St. Micholas Kilisesi… İkiz kuleleri ve yeşil kubbesi ile dikkatleri çeken katedral 1707 yılında inşa edilmiş. Katedral, o dönemlerde bölgede yaşayan azizlerinden birine adanmış. Barok tarzda bir mimariye sahip olan katedralin bronz kapıları ise sonradan ilave edilmiştir. Katedralin aynı zamanda baş döndürücü bir güzelliği bulunmaktadır.
ŞEHRİN TARİHİ MERKEZİ
Avrupa’da neredeyse her şehirde Old City denilen bir eski şehir merkezi vardır. Ljubljana’da da bu tarihi alan Preseren Meydanı ve etrafını oluşturuyor. Kentin ana meydanı, 15. yüzyılda yaşanan depremle tamamen yok olmuş. Sonrasında ise yeniden inşa edilen meydan günümüzde, şehrin çekim noktası olmuş. Meydanda, sanat müzesi ve belediye binası bulunuyor. Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda yürürken şehrin tarihi yüzüyle karşılaşacaksınız.
PARK CENNETİ
Ljubljana çok yeşil bir şehir olduğu için harika parklara sahip. Ancak şehrin en büyük parkı Tivoli isimli park. Yemyeşil bir alana sahip olan parkın içinde çok sayıda küçük göletler ve spor için tesisleri bulunuyor. Doğa ile baş başa kalabileceğiniz parkta uzun yürüyüşler yapabilirsiniz.
Kaynak: blog.prontotour.com
0 Yorum Yapıldı