İstanbul‘un Anadolu yakası, Avrupa’nın keşmekeş trafiği ve kalabalık sokaklarından uzaklaşmak isteyenlerin akınına uğruyor. Son yıllarda özellikle Şişli, Taksim, Beyoğlu, Cihangir gibi semtlerden birçok kişi kentin karşı yakasına Kadıköy’e geçiyor.
Kadıköy’de Moda ile birlikte ismi en çok duyulan iki semtten biri olan Yeldeğirmeni, eğitimli, yüksek gelir seviyesine sahip birçok kişinin yeni yaşam alanı. Kadıköy’ün tarihi mahallelerinden biri olan Yeldeğirmeni, rengarenk sokakları, muhteşem kafeleri, konsept mekanları, bit pazarı, antikacıları ile İstanbul’u keşfetmek isteyenlerin de gözdesi.
Osmanlı Padişahı I. Abdülhamid’in sarayın un ihtiyacını karşılamak için 1774’te 4 tane yeldeğirmeni inşa ettirmesiyle birlikte semtin adı da Yeldeğirmeni’ne dönüşmüş. 18. yüzyılın sonlarında Kadıköy’ün ilk postanesinin hizmet verdiği semt, bu hizmetle birlikte insanların buluştuğu, taşındığı bir yer halini almış.
İstanbul’un ilk apartman semti olarak da bilinen Yeldeğirmeni’nde yamaçlarda bulunan çok katlı apartmanların önemli bir kısmı Yahudilere, düzlükteki ahşap evler ise Türklere ait.
Rasimpaşa Camii, Rum Ortodoks Kilisesi ve Hemdat İsrael Sinagogu’na da ev sahipliği yapan Rasimpaşa Mahallesi ise bölgenin çok kültürlü yapısının en önemli sembolü. Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanların yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığı bu mahallede o yılların sıcak atmosferi hala hissedilebiliyor.
Art-Nouveau süslemelere sahip apartmanların dış cephelerinin rengarenk murallarla süslendiği Yeldeğirmeni sokakları birçok dizi ve filme ev sahipliği yapıyor. Muralların izini takip eden fotoğrafçılar ise gün boyu yepyeni karelere hayat veriyor.
1895 yılında inşa edilen Notre Dame du Rosaire Kilisesi, günümüzde Yeldeğirmeni Sanat Merkezi olarak faaliyette. Akustiği ile çok sayıda konser ve etkinliği ağırlayan mekan etkinlik olmayan günlerde de görülmeye değecek kadar güzel.
Haydarpaşa Garı’nın yapımında çalışan Alman mühendislerin İtalyan taş ustalarının konaklaması için inşa ettiği İtalyan Apartmanı, 100 yaşını çoktan devirmiş. Bu apartmanın altından Haydarpaşa Garı’na uzanan gizemli bir tünel olduğu söylense de bu bilgi doğrulanabilmiş değil.
İstanbul’un birçok mahallesi kozmopolit yaşam nedeniyle eski mahalle kültürünü kaybetmişken Yeldeğirmeni zamana direnmeyi başarmış. Süpermarketler yerine bakkal, kasap ve manavları tercih eden mahalleli ile esnaf arasında çok samimi bir ilişki var.
Konsept kafeler, sanat atölyeleri, el sanatları organizasyonları, sokak müzisyenleri derken Yeldeğirmeni, İstanbul’un o kaosu andıran kalabalığı ve koşuşturması arasında sessiz bir vaha gibi kollarını açıyor birden.
Kaynak: turna.com
0 Yorum Yapıldı