Artık hayatlarımız Facebook, Twitter, Instagram, Pinterest, Snapchat, Youtube gibi dijital mecralarda geçiyor. Yapılan araştırmalara göre ortalama bir akıllı cihaz kullanıcısı, her 12 dakikada bir telefonunu kontrol etme ve bildirimlerine bakma ihtiyacı duyuyor.
Bu durum Z kuşağı gibi genç kuşaklarda kendini daha da yoğun biçimde gösteriyor. Yaşantılarımızın odak noktası haline gelen bu sanal platformlar bir bağımlılığa yol açabiliyor ve kullanıcılarda farklı türden baskılar yaratabiliyor.
Bu nedenle son dönemlerde sosyal medya detoksu bir trend halini aldı. Kullanıcılar sosyal medyadan uzaklaşarak hobilerine, işlerine ve diğer insanlara daha fazla zaman ayırmaya başladı. Eğer sen de bu tür bir detoks yapmak ve sosyal medyadan uzaklaşmak niyetindeysen senin için harika önerilerimiz var. Öncelikle sosyal medya kullanımını azaltmanın faydalarına bakalım, sonra da gezi rehberimize göz atalım.
Sosyal Medya Kullanımını Azaltmanın Faydaları: Kendini Özgür Bırak
Maryland Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre sosyal medyayı aktif şekilde kullanan kişiler sosyal medyadan uzak kaldığında tedirginlik yaşıyor, strese giriyor ve hatta yalnız hissetmeye başlıyor. Bu baskıdan kurtulmak ise kullanıcılara farklı şekillerde iyi gelebilir:
Gerçek Dünyayla İlişkilerini Kuvvetlendirebilirsin
Uzmanlara göre sosyal medyada çok fazla zaman geçiren insanlar izole ve yalnız hissetmeye daha meyilli oluyor. O yüzden sosyal medya kullanımını azaltarak gerçek dünyayla ve arkadaşlarınla ilişkilerini canlandırabilirsin.
Anın Tadını Çıkarabilir, Daha Çok Keyif Alabilirsin
Yaptığın her aktiviteyi sosyal medyada paylaşman ya da takip ettiğin insanları sürekli görmek istemen, yaşadığın anlardan uzaklaşmana yol açabilir. Sosyal medyayı önemsemeden yapacağın etkinlikler, deneyimlerinin kalitesini arttırabilir ve o deneyimleri daha keyifli hale getirebilir.
Karşılaştırma Yapmaktan Kurtulabilirsin
Sosyal medyayı aktif şekilde kullanan insanlar, kendilerini ister istemez tanıdığı ya da sadece takip ettiği insanlarla kıyaslamak durumunda kalıyor. Bu da kullanıcılarda farklı türden sonuçlar doğurabiliyor, hayatlarında eksiklik hissetmelerine yol açabiliyor. Sosyal medya kullanımını azaltmak ise bu tür karşılaştırmalardan kurtulmaya yardımcı olabilir.
Vaktini Daha Verimli Şekilde Değerlendirebilirsin
Yapılan araştırmalara göre ortalama bir sosyal medya kullanıcısı günde en az 2 saatini farklı mecralara göz atarak geçiriyor. Dolayısıyla bir sosyal medya detoksu sana günde fazladan 2 saat kazandırabilir. Bu da hobilerine ya da kendine vakit ayırmana yardımcı olabilir.
Zihinsel İniş Çıkışları Minimuma İndirebilirsin
Sosyal medyada daha çok zaman harcayan insanlar, depresyona girmeye de daha meyilli oluyor. Örneğin okuldayken veya iş yerindeyken arkadaşlarının tatil fotoğraflarını gören kullanıcılar, moral bozukluğu yaşayıp zihinsel iniş çıkışlara tutulabiliyor. Bu nedenle yapılan sosyal medya detoksları, odaklanma sürelerini de artırabilir.
Sosyal medya detoksunun faydalarından bahsettik. Haydi gel, bir de Türkiye’deki wi-fi’siz güzergahlara göz atalım.
Doğanın İçinde Kaybol: Sosyal Medya Detoksu ile Gerçek Hayatı Yakala
Sanal dünyalardan kurtulmanın en iyi yolu; seyahat etmek, doğanın içinde kaybolmak ve yeni yerler keşfetmek. O yüzden senin için bir gezi rehberi hazırladık. Türkiye’de sosyal medyadan uzaklaşabileceğin harika güzergahlar mevcut. Bu rotalara beraber bakalım ve özgürlüğün tadını çıkaralım.
Kaçkar Yaylaları: Bulutların Hizasında
Karadeniz öyle güzel bir coğrafya ki insan burada tarifsiz bir yenilenme yaşayabiliyor. Buradaki güzelliklere tanık olduğunda kendini yeniden doğmuş gibi hissedebilir, var olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşayabilirsin.
Kaçkar, Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı, 2400 metre yükseklikte bir bölge. Burası el değmemiş doğası, eski evleri, oksijeni bol ortamı ve akıl alan manzaralarıyla sosyal medya detoksu yapmak isteyenler için yaratılmış gibi.
Kaçkar, Çamlıhemşin’e 29 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve ulaşımı çok da kolay bir yer olmadığı için kafa dinlemeye oldukça müsait bir atmosfer sağlıyor. Yaylalara ulaşım da patikalar üzerinden yapılıyor.
Kaçkar Yaylalarına çıkarken gökyüzünün nefes kesen görünümünden ya da yeşilin tonundan etkilenmemek mümkün değil. Büyük kentlerin kaosundan, gürültüsünden, kalabalığından, stresinden gına geldiyse ve kendinle baş başa kalacağın bir yer arıyorsan Kaçkar Yaylaları tam sana göre.
Kaçkar Yaylalarına ulaşmanın en kolay yolu ise öncelikle Trabzon‘a uçmak ve buradan bölgeye aktarma yapmak. E haydi o zaman!
Dereköy: Çam Ağaçları ve Meyve Bahçeleri Arasında
Dereköy, Alanya‘nın kuzey tarafında, Toros Dağlarının huzur verici sırtında kurulmuş bir yayla köyü. Kargı Çayı’nın aktığı vadinin yamaçlarında kurulan bu köy, çam ağaçları ve meyve bahçeleri arasında kalan küçük bir cennet gibi.
Bölgeye ulaşım, Toros Dağlarının iç taraflarına doğru yapılan bir yolculuk ile sağlanır. Dereköy’e doğru yaklaşık 30 km uzunluğundaki yol aşılırken etraftaki çam ormanları gezginlere ilham verir ve birbirinden güzel düşler kurdurur.
Ayrıca Dereköy yolu üzerinde Pınarbaşı, Çinoğlu, Gedevet ve Türktaş gibi farklı yaylalar da yer alır. Dereköy’e giderken bu noktaları da ziyaret edebilirsin. Yalnız aklında olsun; bölgeye yaz döneminde birçok tur düzenleniyor ve buradaki insan nüfusunda bir artış oluyor. O yüzden seyahatini yaz sezonu dışında planlayarak kalabalıktan kaçabilirsin.
Alanya Uçak Bileti Ara
Borçka: Gizli Bir Cennet
Borçka, Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Artvin’e bağlı bir ilçe. Konumu itibarıyla Artvin ile Hopa arasında yer alan bölge, Artvin şehir merkezine 30 km mesafede bulunuyor.
Türkiye’nin gizli cennetlerinden biri sayılan Borçka, 36 tane köye ev sahipliği yapıyor. Burası aynı zamanda ülkemizin en eşsiz göllerinden birisi kabul edilen Karagöl’ün de bulunduğu yer. Çoruh Nehri’nin kıyısına konumlanan Borçka, bir dönem Rusların, İngilizlerin ve Gürcülerin hakimiyeti altına girmiş; ancak 1921 yılında son kez Osmanlı toprağı olmuş.
Burası ormanlık ve dağlık arazisi ile insanın aklını başından alan bir güzergah. Buradaki yeşilin tonunu başka bir yerde bulmak pek mümkün değil. Borçka’nın temiz havasını soluyup yeşilini gördükten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; bize güvenebilirsin. Trabzon uçağına bin ve Borçka’ya doğru hızla yol!
Kapıkırı Köyü: Bafa Gölü Kıyısında
Kapıkırı Köyü, doğal yaşamı doyasıya deneyimleyebileceğin bir yer. Muğla sınırları içerisinde yer alan Kapıkırı Köyü, Bodrum’a yaklaşık 45 dakika uzaklıkta bulunuyor. Bafa Gölü’nün kıyısına kurulan bu köy, kolayca ulaşılabilecek bir güzergahta olmasına rağmen sessizliği ve sakinliğiyle dikkat çekiyor.
Ege Bölgesi’nin en büyük gölü konumundaki Bafa Gölü’nün kıyı uzunluğu da 50 km kadar. Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle kıyıdan içeride kalan Bafa Gölü, jeolojik ve arkeolojik açıdan oldukça değerli.
Ayrıca Bafa Gölü’nün üzerinde küçük adalar yer alıyor. Bu adaların üzerinde ise Antik Heraklia Kalıntıları bulunuyor. Gölün antik dönemdeki ismi de Latmos olarak geçiyor. Gölün civarında bulunan Beşparmak Dağları ise buraya masalsı bir görünüm katıyor.
Burada gün batımı esnasında yapacağın sandal gezileri ya da yürüyüşler seni başka dünyalara götürecek; emin olabilirsin!
0 Yorum Yapıldı