Harran‘a seyahat etmek, Suudi Arabistan hem ziyaretçiler hem de yerliler için heyecan verici bir deneyimdir. Antik şehirleri, arı kovanı tarzı konutları ve kervansarayları ile meşhur Harran tam bir turizm bölgesidir. Ayrıca Babil Kulesi ve Kervansaray hakkında bilgi edinme şansı sunuyor.
Kervansaray
Arabistan’ın antik kenti Harran’ı gezmek sadece antik kentin kalıntılarını görmekten ibaret değil. Eyyubiler döneminden kalma bir kervansarayı da inceleyebilirsiniz. Kentin yaklaşık 30 km dışında bulunan kervansaray, mescit, ahır, hamam ve yazlık odalardan oluşmaktadır. Bu binanın inşaatının dört bin yıl sürdüğüne ve asıl müteahhittin haleflerine onu keçi pisliği ile doldurmalarını emrettiğine inanılıyor.
Şehir birçok eski uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Antik çağda Altınbaşak olarak biliniyordu ve MÖ 3. binyıla ait yerleşim izlerine sahip. Bu tarihi bölgeye seyahat etmek, bölgenin kültürünü ve tarihini keşfetmenizi sağlayacaktır.
Harran antik kenti, bölge tarihinin en önemli kentlerinden biridir. Eski Ahit’te bahsedilir ve İbrahim’in Kenan’a göç ederken bir mola yeri olduğu düşünülür. Şehir aynı zamanda antik çağlardan beri ticaret, din ve bilim merkezi olmuştur. Üstelik Harran, dünyanın en eski üniversitesine sahip olduğu iddiasıdır.
Arı kovanı tarzı konutlar
Arı kovanı tarzı konutlar, tarih öncesi çağlardan kalma bir mimari gelenektir. Çamur veya kil tuğlalardan yapılmışlar, sıcak yaz güneşini dışarıda tutmak ve serin havayı içeride tutmak için yapılmıştır. Arı kovanı şekli ekstra güç sağlayarak onları şiddetli rüzgâr fırtınalarına karşı dayanıklı ve dirençli hale getirir. Kubbeye benzer şekil aynı zamanda üst kısımda yoğunlaşan ve açık uçtan dışarı çıkan sıcak hava ile havalandırma sağlar.
Harran’ın kendine has arı kovanı tarzındaki konutları da ilgi çekici yerlerden biridir. Bu eşsiz yapılar, eski Mezopotamya mimarisinin yankılarına sahiptir. Harran’ı eşsiz kılan bir diğer yapı ise İbrahim (Aleyhisselâm’ın) burada yaşamış olması, Harran ve halkı tarafından daha farklı bir bakış açısına sebebiyet vermektedir.
Antik şehir
Harran, Türkiye, adını dört bin yıldan fazla süredir koruyan bir UNESCO Dünya Mirası Alanıdır. İlk halkların kullandığı dil olan Akad dilinde “Harran” kelimesi “kavşak” anlamına gelir. Şehir önemli bir din, bilim ve ticaret merkezidir ve tarihi İbrahim Peygamber dönemine kadar uzanır. Şehir aynı zamanda Hz. İbrahim (Aleyhisselâm’ın) torunu olan Yakub (Aleyhisselâm)’un Laban’ın kızları olan Rakel ve Leyye evliliğinin yeriydi ve MÖ 2000’de Asur ticaret kervanlarının geçtiği yer burasıydı.
“Harran” ismi en doğru isim olarak kabul edilir ve en eski yazılı kanıtlar onu eski din kitaplarında ki Nagar şehri ile ilişkilendirir. İki isim çok benzer olsa da farklıdırlar. Modern yazım “Nagar” dır, ancak “Arakka” daha yaygındır. Şehir muhtemelen MÖ dokuzuncu yüzyılda kuruldu ve adı neyin etkilediğini belirlemek zor.
Harran bir zamanlar Asurlular tarafından yönetiliyordu, ancak yaklaşık altı yüz elli yıl sonra büyük ölçüde Babilliler tarafından fethedildi. Şehir daha sonra Romalılar tarafından ele geçirildi ve daha sonra Bizans İmparatorluğu’nun başkenti oldu. Oradan Osmanlı İmparatorluğu’na dahil edildi. Çalkantılı geçmişine rağmen, turistlere sunabileceği birçok cazibe merkezine sahiptir. Görülmesi gereken yerlerin çoğu, bazalt taş duvarlar ve dört ana kapı ile çevrili eski şehirde yer almaktadır.
Babil Kulesi
Antik astronomların şehri Harran zengin bir tarihe sahiptir. İlk İslam üniversitesi Harran’da kuruldu ve onu İslam’ın 14 yüzyıldan fazla bir süredir egemen din olduğu dünyadaki tek şehir haline getirdi. Bir zamanlar Emevi Halifesi II. Mervan’ın başkenti olan Harran, muhteşem Ulu Cami’ye ve şehrin müstahkem kalesine ev sahipliği yapıyordu. Şehir daha sonra MS 1260 ve 1271 yılları arasında Moğollar tarafından yıkılmış, geriye sadece harabeler ve ayakta kalan birkaç bina kalmıştır.