Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki en büyük, yerleşime açık iki adası Gökçeada ve Bozcaada, Çanakkale’ye bağlı birer ilçe. Şehirlerin koşturmacası ve kalabalığından şikayet edenler için Türkiye sınırlarında gidilebilecek en iyi kaçış rotalarından olan adalar yaz aylarında ziyaretçi akınına uğruyor.
İstanbul’a yakın kaçamak rotalarından olan Bozcaada ve Gökçeada’ya gitmek için Çanakkale’ye uçakla gitmek ya da Çanakkale’ye özel araç ya da otobüsle geçip kent üzerinden feribota binmek yeterli.
Ege’nin İncisi: Bozcaada
Çanakkale’den feribotla ulaşılan Bozcaada’ya giden feribottan iner inmez adanın ziyaretçilerini karşılayan görkemli yapı Bozcaada Kalesi. Ne zaman inşa edildiği ve kim tarafından yaptırıldığı tam olarak bilinmeyen Bozcaada Kalesi, tarih boyunca Fenikeliler, Cenevizliler ve Venedikliler tarafından savunma amacıyla kullanılmış.
Osmanlı Dönemi’nde güçlendirilerek savunma amacını sürdüren Bozcaada Kalesi, günümüzde adanın en önemli tarihi yapısı ve sembolü. Ada etrafında su altında yapılan araştırmalarda çıkarılan amforalar kale içerisindeki mini müzede sergileniyor. Kaleye küçük bir köprü üzerinden yürüyerek geçiliyor. Kalenin surları ve burçlarından adanın muhteşem manzarasını seyretmek mutlaka yapılması gereken aktivitelerden.
İç kale olarak bilinen kalenin bölümünde ise yıl boyunca festivaller, konserler ve yerel etkinlikler düzenleniyor. Kaleyi keşfettikten sonra adanın merkezindeki Çınaraltı Kahvesi’nde mola verebilir, bir şeyler içerek yerel halkın gündelik yaşamına tanık olabilirsiniz.
Ada merkezinde sıralanan konsept dükkanlarda hediyelik eşya çeşitleri, takı ve onlarca renkli ürün arasından Bozcaada hatırası satın alabilirsiniz. Türk ve Rum esintisi taşıyan lokantalar Bozcaada atmosferini hissetmek için en iyi yerler. Canlı müziğin eşlik ettiği butik aile işletmeleri muhteşem Ege lezzetleri sunuyor.
Ege Adaları’nın sembolü olan yel değirmenleri Bozcaada’nın da sembolü. Eskiden buğday öğütmek için kullanılan yel değirmenleri bembeyaz dış cepheleri beyaz yelkenli pervaneleriyle muhteşem fotoğraf karelerine hayat veriyor.
Ege’nin Rüzgarlı Adası: Gökçeada
Çanakkale’den 2 saatlik bir yolculukla Kabatepe’ye oradan da feribotla Kuzu Limanı’na ulaşılıyor. Gökçeada, son yıllarda değişim gösteren merkezlerden. Ege’nin en hareketli turizm rotalarından biri olan Gökçeada, turizmin olumlu etkisiyle dönüşümün hızla yaşandığı destinasyonlardan.
Zeytinliköy, Gökçeada’ya özgü kahverengi renkli taş evleri, minik dükkanları ve daracık sokaklarıyla adanın en hareketli noktalarından. Rumlardan kalma kültürel dokunun aynen korunduğu köyde damla sakızlı muhallebinin tadına mutlaka bakın.
Gökçeada, büyüklüğü ve dağınık yapısı ile yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrayan Yunan Adaları’ndan Mikonos ve Santorini’yi andırıyor. Dağların ve tepelerin sarmaladığı adada köylerin birçoğu birbirine 15 dakikalık mesafede.
Dünyada tatlı su kaynağına sahip az sayıdaki adadan biri olan Gökçeada, Tuz Gölü, dereler ve çamur banyosuyla da bambaşka bir güzellikte.
Türkiye’de Cittaslow ‘Sakin Şehir’ ağına dahil olan Gökçeada’da huzur bulmak için onlarca farklı köy seçeneği bulunuyor.
Kaynak : Turna.com
0 Yorum Yapıldı